İYİ Kİ!
Hayatımın hiç hayal etmediğim bir dönemindeyim.
Yıllarca hep aynı şeylerin hayalini kurup, aynı şeyleri
isteyip ve isteklerimin kıyısında dolaşmaktan bir adım öteye gidemedim. Her seferinde
hayallerim olacakmış gibi olup, olmayarak benim için inanılmaz çöküşlerle
sonuçlandı.
Fark ettim ki, ben üzüntüden üzüntüye koşarken, kalbimi hunharca
kırdırıp, sevgimi kullandırırken; gündelik hayatım akıp gitmiş.
Her üzüntümde ve her kendimi içime kapatışımda sarıldığım
tek bir şey olmuş: “Öğretmenliğim.”
Üzüntülerimi atlatmaya çalıştıkça kendimi mesleğime adamışım. Daha okurken
bile, ben nasıl öğretmen olacağım,
çocuklara nasıl bir şey öğreteceğim kaygısını yaşayan ben, öğretmenliğime
dört elle sarılıp kendimi inanılmaz geliştirmişim. Gözümü
kapadığımda, hayatlarına dokunduğum birbirinden güzel çocuklarımın bana yaşattığı
o mükemmel mutluluğu kimse yaşatmamış.
Ben hep yıllarca mutluluğu ve huzuru bir kişide ararken
meğerse yanı başımdaymış. Hayatımda ilk defa çok çalışmamın karşılığı olarak
övgü, takdir ve mesleki yükselmeyle beraber zam aldım. Dün durup düşündüm ve bu
manevi doygunluğu daha önce bana kimse hissettirmedi dedim kendime. Yıllardır hiç farkında olmadan ilmek
ilmek işlediğim, emek verdiğim bir şeyin karşılığını aldım.
Ve anladım ki benim bunca başarısız ilişkimin sebebi, yanlış
yerde yanlış mutluluğu aramamdı. Evlenip çocuk sahibi olmayı istemek yerine
öğrencilerimin ikinci annesi olup hayatlarında yer edinebilmekti benim görevim.
Yani kalbim bir erkeğe değil, öğrencilerime ait olmalıydı. Çünkü onlar benim doğurmadığım evlatlarımdı.
Bunu fark ettiğimden beri gülmeden duramıyorum. Hiçbir zaman
kariyer yapmayacağını söyleyen o eski Dilara ve yanlışlıkla kariyer yapan yeni
Dilara…
Ah güzel kızım yıllarca yanlış şeylerin peşinde koşup harap
olmuşuz.
Meğer onca hatalı ilişkilerin sonunda çıkarmamız gereken
ders buymuş.
Hayatımın amacını bulduğum için omuzlarımdan inanılmaz bir
yük kalkmış gibi hissediyorum. Yeni farkındalıklarım, mesleğime olan aşkım ve
mesleğimden ayrı olarak kurduğum yeni işletmem.
İşte ben buymuşum.
Öğrenen, öğreten, üreten…
Sonunda kendi ayakları üzerinde duran güçlü bir kadın olmak
için hayatın önüme sunduğu bütün imkanlara teşekkür ediyorum. Yine de keşke doğruyu
öğrenirken bu kadar üzülmeseydim iyi olurdu.
Ama olsun, artık ne yapmam gerektiğini, hangi yolda yürümem
gerektiğini biliyorum.
İyi ki işletme sahibi bir kadınım!
İyi ki öğretmenim!
Ve iyi ki Dilara’yım!
0 yorum: