İYİ Kİ!

Cuma, Şubat 24, 2023 Di. 0 Comments

 

Hayatımın hiç hayal etmediğim bir dönemindeyim.

Yıllarca hep aynı şeylerin hayalini kurup, aynı şeyleri isteyip ve isteklerimin kıyısında dolaşmaktan bir adım öteye gidemedim. Her seferinde hayallerim olacakmış gibi olup, olmayarak benim için inanılmaz çöküşlerle sonuçlandı.

Fark ettim ki, ben üzüntüden üzüntüye koşarken, kalbimi hunharca kırdırıp, sevgimi kullandırırken; gündelik hayatım akıp gitmiş.

Her üzüntümde ve her kendimi içime kapatışımda sarıldığım tek bir şey olmuş: “Öğretmenliğim.”

Üzüntülerimi atlatmaya çalıştıkça kendimi mesleğime adamışım. Daha okurken bile, ben nasıl öğretmen olacağım, çocuklara nasıl bir şey öğreteceğim kaygısını yaşayan ben, öğretmenliğime dört elle sarılıp kendimi inanılmaz geliştirmişim. Gözümü kapadığımda, hayatlarına dokunduğum birbirinden güzel çocuklarımın bana yaşattığı o mükemmel mutluluğu kimse yaşatmamış.

Ben hep yıllarca mutluluğu ve huzuru bir kişide ararken meğerse yanı başımdaymış. Hayatımda ilk defa çok çalışmamın karşılığı olarak övgü, takdir ve mesleki yükselmeyle beraber zam aldım. Dün durup düşündüm ve bu manevi doygunluğu daha önce bana kimse hissettirmedi dedim kendime. Yıllardır hiç farkında olmadan  ilmek ilmek işlediğim, emek verdiğim bir şeyin karşılığını aldım.

Ve anladım ki benim bunca başarısız ilişkimin sebebi, yanlış yerde yanlış mutluluğu aramamdı. Evlenip çocuk sahibi olmayı istemek yerine öğrencilerimin ikinci annesi olup hayatlarında yer edinebilmekti benim görevim. Yani kalbim bir erkeğe değil, öğrencilerime ait olmalıydı. Çünkü onlar benim doğurmadığım evlatlarımdı.

Bunu fark ettiğimden beri gülmeden duramıyorum. Hiçbir zaman kariyer yapmayacağını söyleyen o eski Dilara ve yanlışlıkla kariyer yapan yeni Dilara…

Ah güzel kızım yıllarca yanlış şeylerin peşinde koşup harap olmuşuz.

Meğer onca hatalı ilişkilerin sonunda çıkarmamız gereken ders buymuş.

Hayatımın amacını bulduğum için omuzlarımdan inanılmaz bir yük kalkmış gibi hissediyorum. Yeni farkındalıklarım, mesleğime olan aşkım ve mesleğimden ayrı olarak kurduğum yeni işletmem.

İşte ben buymuşum.

Öğrenen, öğreten, üreten…

Sonunda kendi ayakları üzerinde duran güçlü bir kadın olmak için hayatın önüme sunduğu bütün imkanlara teşekkür ediyorum. Yine de keşke doğruyu öğrenirken bu kadar üzülmeseydim iyi olurdu.

Ama olsun, artık ne yapmam gerektiğini, hangi yolda yürümem gerektiğini biliyorum.

İyi ki işletme sahibi bir kadınım!

İyi ki öğretmenim!

Ve iyi ki Dilara’yım!

0 yorum:

OLMUYOR

Salı, Şubat 21, 2023 Di. 0 Comments

Neden hep başarısızım?

Yıllardır hep çok sevilmeyi, çok önemsenmeyi, bir yere ait olmayı, beni benden çok düşünen birinin olmasını istedim. Yıllar geçti ama benim bu isteklerim hiç dinmedi. Bende ki yanlış neydi ki?

Ben neyi yanlış yapıyordum?

Ben kötü biri miydim ki?

Beni neden sevmediler?

Beni neden istemediler?

Bu soruların cevabını hiçbir zaman bulamadım ve biliyorum ki hiçbir zaman da bulamayacağım. Demek ki bende gerçekten yanlış olan bir şey vardı ve ben gerçekten kötü biriydim. Ne yazık ki buna artık inanmaya başladım. Yaşadığım her bir olay sanki bunu kanıtlarmışçasına yüzüme çarpmak dışında bir boka yaramadı.

Sustum, ağladım, bağırdım, sabır dedim, görmezden geldim... Hiçbiri de bir çözüm olmadı. Ben artık işin içinden çıkamayacak boyuta geldim.

Mesela neden herkesin önüne serilen hayat, bana geldiğinde benim içimden geçti?

Güzel değil miyim,

Mesleğim mi yok,

Elimden hiçbir iş gelmiyor mu,

Saygısız mıyım,

Ailem mi kötü,

Karakterim mi kötü,

Verdiğim sevgi yetmiyor mu?

Ben her gece bu soru listesini uzattıkça uzatıyorum. Her zaman yangında ilk terk edilen, vazgeçilen ben oldum. Tatlı laflara kanan bir salak olup, insanları dünyamın merkezine koydukça en çok benim canım yandı ama artık yanacak bir canım da kalmadı.

Ben tükendim. Ben bittim. İnancım bitti. Umudum bitti.

Ben pes ettim. Hayatı yenemeyeceğimi, hiçbir şeyi değiştiremeyeceğimi ve hep bunları yaşayacağımı kabullendim.

Artık ben bunları hak edecek ne yaptım diye sormuyorum bile. Demek ki ben gerçekten hak ettim. Aynı senaryoları başrolleri sürekli farklı olacak şekilde baştan yaşıyorum. Bende ne kırılacak kalp, ne yeşillenecek umut, ne de inançlı o kadın kaldı.

Yoruldum. Ne kadar ağlarsam ağlayayım geçmiyor. Hissettiğim üzüntü dinmiyor. Sürekli hastalanıp yatağa düşmekten bir adım öteye gidemiyorum artık.

Mutlu değilim. Beynime kazınan bu güvensizlik, yediğim kazıkların ucu ilerlememi engelliyor. Yapamıyorum, aşamıyorum. Yaşadıklarım ve pişmanlıklarım, sevinçlerim ve üzüntülerim, neden böyle oldu yakınmalarım… Ben bunları kafamdaki o kilitli kara kutuya koymaya çalıştıkça inatla her şey ortaya saçılıyor. 20 yıldır kendime oluşturduğum ve açmayı kendime yasakladığım, o kara kutu artık kapanmıyor. Küçükken yaşadıklarımın travması, şimdi yaşadıklarımın etkisi, çıkamıyorum buradan. Konuşamıyorum, anlatamıyorum ama günden güne yitip gidiyorum, biliyorum.

İçimde ne fırtınalar koparsa kopsun, dışarıya asla bunu belli etmiyorum. Gülüyorum, hopluyorum ve zıplıyorum çünkü altımda bir enkaz barındırıyorum.

Her şey yolundaymış gibi rol yapmak kadar beni yoran bir şey yok artık.

Nereye kadar ve ne zamana kadar devam edebilirim ki?

Sonsuza kadar mı yoksa sona çok mu yakınım?

Ben hayata teslim oluyorum. Elimde beyaz bayrağım, gözümden artık akamayan gözyaşlarım ve tükenmiş kalbim.

Bütün hak ettiklerimle, bütün başarısızlıklarımla ve bütün kötülüğümle yürüyorum öylece.

Ben yokum, ben hiç var olmadım ve ben hiç olmayacağım.

Üzgünüm güzel kızım, hiçbir şeyi başaramadığım gibi sana verdiğim sözü de tutamadım.

0 yorum: