ÖLÜM
Toprağın altına girdiğimizde yapayalnızız.
Defalarca aklımdan hep uzak tutmaya çalıştığım koskoca bir
gerçekle yüzleşmenin ne kadar acı verici olduğunu bugün bir kez daha anladım.
Ne için yaşıyoruz? Bu hayatta ne yapıyoruz?
Yıllarca hep iyi bir insan olmaya çalıştım. Bunu başardığım,
en azından başarmış olduğumu düşündüğüm bir hayat yaşadım. Yarın başımıza bir
şeyin gelmeyeceğinin garantisinin olmadığı bu hayatta doğru veya yanlışı
seçmenin aslında ne kadar kolay olduğunun farkına vardım.
Ölüm her zaman gidene kolayken, arkadakine zor muydu? Bence gidene
de kolay değildi.
Durup düşündüm, ben senelerce neler yaptım diye. Birinin hakkını
yedim mi, ah aldım mı, kötülük yaptım mı? Sabahtan beri kafamın içinde seken anılarla
kendime bir vicdan haritası çıkardım.
Bunca zaman en ufak bir insanı bile üzmemeye gayret ederken,
kendi düşüşlerim ve yaralanmalarım benim suçum değil diyerek kendimi avuttum. Geceleri
yatağa girerken ve başımı yastığa koyarken aslında ne kadar rahat uyuduğumu
anladım. Geçmişim ve geleceğim birbirinin içine girmişken aslında vicdanımın
çokta rahat olduğunu kendime hatırlattım.
İyi ve kötü, her insana göre değişkenlik taşıyor benim
gözümde. Ne yaparsak yapalım bu hayatta kalmıyor çünkü bu. Kalbini kırdığımız
insanın ahını almadığımızı sanarken ve bu dünyada yüzleşmediğimizi düşünürken,
kimsenin hakkı kimsede kalmıyor biliyorum.
Bu dünyada hesaplaşamadığım bunca insanla, bir gün toprağın
altına girdikten sonra hesaplaşacağımı biliyor olmak içimi bir nebze
rahatlatıyor. Hakkımı asla helal etmediğim, ahımı alan ve beni üzen herkesle
biliyorum ki bir gün yine karşılaşacağım.
Bugün yağmur yağarken ve dolu mezarların arasında gezerken,
toprağın altına birini yerleştirirken ve okunan duaları işitirken, hepimizin
bir gün bunu yaşayacağımızı düşündüm. Mezar taşlarına bakarken, ölümün
gerçekliği yüzüme bir tokat gibi indi.
Biz birbirimizi neden bu dünyada kırmayı seçtik ki? Bize verilen
bu hayatı mutlu ve iyi bir sekilde yaşamamız gerekirken hepimiz yanlış
tercihlerin peşinden gittik.
Yoğun olarak farkındalıklar yaşadığım bu süreçte, kendimi
bir insanın peşinde sürüklemek yerine kendim için bir şeyler yapmamın
gerekliliğine bakarken buldum benliğimi.
Bu hayatı olabildiğince en güzel ve en mutlu şekilde yaşamam
gerekiyordu çünkü. Birini üzmek ve kırmak hayatım boyunca bana çok ağır gelmişti,
hala da öyle.
Biliyorum ki bana yapılanlar asla kimsenin yanında
kalmayacak. Beni üzenler ve kıranlar, çok daha fazlasını yaşayarak bu hayattan
ayrılacak.
Kimse için yaptıklarıma pişman değilim. Akan her bir
gözyaşımın hesabını öyle veya böyle alacağım günü hep bekleyeceğim.
Çünkü günün sonunda, kul bilmezse Allah hep biliyor.
Çok insanla hesaplaşacağım. Çok insana hakkımı helal
etmeyeceğim. Çok insanın gözünün içine bakıp, hatalarının bedellerini
göstereceğim.
Ölümün kıyısında dolaşmanın ver gerçeğinin farkında olmanın
ağırlığıyla gecelerimi sonlandıracağım.
Yüreğim alev alev yanarken, vicdanımın rahatlığına
sığınacağım.
Bir yakınını kaybetmenin acısını zamanla saracağım. Ölümün gerçekliğini
kucaklayıp hep mutlu olacağım.
Her zaman yalnız olacağım. Her şeyi kendi başıma
atlatacağım.
Yanımda görmek istediğim ellerin asla orada olmadığını
görerek bu gece uyuyacağım.
Körelmiş vicdanlarınızla sizi baş başa bırakacağım.
Bir gülüşüme, saçımın bir teline ve bir damla gözyaşıma
biçtiğiniz kötülüğünüzün hesabını size tek tek soracağım.
Siz rahat uyuyun, günü gelince karşınızda bende rahat
olacağım.
0 yorum: