OLMUYOR
Neden hep başarısızım?
Yıllardır hep çok sevilmeyi, çok önemsenmeyi, bir yere ait olmayı, beni benden çok düşünen birinin olmasını istedim. Yıllar
geçti ama benim bu isteklerim hiç dinmedi. Bende ki yanlış neydi ki?
Ben neyi
yanlış yapıyordum?
Ben kötü biri miydim ki?
Beni neden sevmediler?
Beni neden istemediler?
Bu soruların cevabını hiçbir zaman bulamadım ve biliyorum ki
hiçbir zaman da bulamayacağım. Demek ki bende gerçekten yanlış olan bir şey
vardı ve ben gerçekten kötü biriydim. Ne yazık ki buna artık inanmaya başladım.
Yaşadığım her bir olay sanki bunu kanıtlarmışçasına yüzüme çarpmak
dışında bir boka yaramadı.
Sustum, ağladım, bağırdım, sabır dedim, görmezden geldim... Hiçbiri de bir çözüm olmadı. Ben artık işin içinden çıkamayacak boyuta geldim.
Mesela neden herkesin önüne serilen hayat, bana geldiğinde
benim içimden geçti?
Güzel değil
miyim,
Mesleğim mi
yok,
Elimden
hiçbir iş gelmiyor mu,
Saygısız
mıyım,
Ailem mi
kötü,
Karakterim mi
kötü,
Verdiğim sevgi yetmiyor mu?
Ben her gece bu soru listesini uzattıkça uzatıyorum. Her
zaman yangında ilk terk edilen, vazgeçilen ben oldum. Tatlı laflara kanan bir salak
olup, insanları dünyamın merkezine koydukça en çok benim canım yandı ama artık yanacak
bir canım da kalmadı.
Ben tükendim. Ben bittim. İnancım bitti. Umudum bitti.
Ben pes ettim. Hayatı yenemeyeceğimi, hiçbir şeyi
değiştiremeyeceğimi ve hep bunları yaşayacağımı kabullendim.
Artık ben bunları hak edecek ne yaptım diye sormuyorum bile.
Demek ki ben gerçekten hak ettim. Aynı senaryoları başrolleri sürekli farklı
olacak şekilde baştan yaşıyorum. Bende ne kırılacak kalp, ne yeşillenecek umut,
ne de inançlı o kadın kaldı.
Yoruldum. Ne kadar ağlarsam ağlayayım geçmiyor. Hissettiğim üzüntü
dinmiyor. Sürekli hastalanıp yatağa düşmekten bir adım öteye gidemiyorum artık.
Mutlu değilim. Beynime kazınan bu güvensizlik, yediğim
kazıkların ucu ilerlememi engelliyor. Yapamıyorum, aşamıyorum. Yaşadıklarım ve
pişmanlıklarım, sevinçlerim ve üzüntülerim, neden böyle oldu yakınmalarım… Ben
bunları kafamdaki o kilitli kara kutuya koymaya çalıştıkça inatla her şey
ortaya saçılıyor. 20 yıldır kendime oluşturduğum ve açmayı kendime yasakladığım, o kara kutu artık kapanmıyor. Küçükken
yaşadıklarımın travması, şimdi yaşadıklarımın etkisi, çıkamıyorum buradan. Konuşamıyorum,
anlatamıyorum ama günden güne yitip gidiyorum, biliyorum.
İçimde ne fırtınalar koparsa kopsun, dışarıya asla bunu
belli etmiyorum. Gülüyorum, hopluyorum ve zıplıyorum çünkü altımda bir enkaz
barındırıyorum.
Her şey yolundaymış gibi rol yapmak kadar beni yoran bir şey
yok artık.
Nereye kadar ve ne zamana kadar devam edebilirim ki?
Sonsuza kadar mı yoksa sona çok mu yakınım?
Ben hayata teslim oluyorum. Elimde beyaz bayrağım, gözümden
artık akamayan gözyaşlarım ve tükenmiş kalbim.
Bütün hak ettiklerimle, bütün başarısızlıklarımla ve bütün kötülüğümle yürüyorum öylece.
Ben yokum, ben hiç var olmadım ve ben hiç olmayacağım.
Üzgünüm güzel kızım, hiçbir şeyi başaramadığım gibi sana verdiğim sözü de tutamadım.
0 yorum: